Biyolojik-dinamik tarım
1922-23 yıllarında Almanya’da köylüler insan biliminin kurucusu Rudolf Steiner’e başvurarak tohumun soysuzlaşmasını nasıl engelleyebileceklerini ve ürünün kalitesini nasıl artırabileceklerini sordular. Bunun üzerine Steiner, 1924 yılında zirai bir kurs vererek biyolojik-dinamik tarım metodunun ilk anlatımını yaptı. 0 zaman yaptığı tanımlar daha sonra yapılan denemelerle onaylandı ve geliştirildi. Kısa zamanda Almanya’da yayılan biyolojik-dinamik tarım 1941 yılında Naziler tarafından yasaklandı. Buna karşın hareket 2. Dünya Savaşı’ndan sonra yeniden hız kazandı. Türkiye’de de üretilen ve pazarlanan ürünlere de verilen “Demeter” sertifikası 1928 yılından beri bu metotla üretilen ürünlere veriliyor.
Biyolojik-organik tarım
Rudolf Steiner’le aynı yıllarda çalışmaya başlayan Dr. Hans Müller ve eşi Maria Müller, daha sonraları Doç. Dr. H.P. Rusch’un da çalışmalarına katılmasıyla biyolojik-organik tarım metodunu geliştirdiler. Metod 1971 yılında Heiningen/isviçre’de son şeklini aldı. Bioland, Naruland gibi markalarsa bu tarım metodunu kullanarak üretim yapıyorlar.
Biyolojik-organik tarımla biyolojik-dinamik tarım arasındaki en belirgin fark, biyojik-dinamik tarım metodunda ekim, hasat, ilaçlama gibi zamanlarda kozmik ritmin dikkate alınması. Aynı zamanda biyolojik-dinamik tarım metodunda yiyecek artıklarından oluşan kompost-hornmist ve hornkeisel gibi preparatlar da kullanılıyor.
Türkiye’de Ekolojik Tarım
Ekolojik tarım Türkiye’de yaklaşık 25 yıl önce yabancı ülkelerden gelen talep üzerine başladı. Daha sonra ithalatçı firmalar Türkiye’de irtibat büroları açarak burada kendi eko-tarım projelerini yürütecek, projeyi takip edecek, danışmanlık hizmeti verecek ziraat mühendisleriyle çalışarak kendi eko-tarım ağlarını kurdular. Zamanla ekolojik tarım projeleri Türk ihracat firmaları tarafından yürütülmeye başlandı. Ve üretim, iç piyasadan çok ihracata yöneldi. İhracat firmaları, üreticiler ile yaptıkları sözleşmelerde ekolojik tarım esaslarının yerine getirilmesi için eko-proje danışmanlarıyla çalışıyor. Genellikle ziraat mühendislerinden oluşan bu danışmanlar üreticileri eko-tarım konusunda bilgilendiriyor. Denetim ve kontrol organları da üretimden paketlemeye kadar Avrupa Birliği’nin ilgili yönetmeliği ve Türk Eko-Tarım yönetmeliğine göre kontrollerini yapıyorlar. Son yıllarda özellikle 1998 yılından bu yana Türk eko-tarım piyasası da gelişti.