Raşitizm sadece D vitamini eksikliği midir?
Raşitizm halk arasında sadece D vitaminine bağlı kemik zayıflığı olarak bilinmektedir. Oysa raşitizm kemiklerde kalsiyum depolanmasının yetersiz olmasına bağlı olarak ortaya çıkan hastalık olup çok çeşitli nedenleri vardır ve her yaşta görülebilir. Ama en sık olarak görülen, dolayısıyla raşitizm denilince ilk akla gelen hastalık D vitamini eksikliğine bağlı olarak süt çocukluğu döneminde gelişen raşitizmdir.
D vitamini eksikliği başka neden olur?
D vitamininin diğer vitaminlerden farklı olarak besinlerle alınmasının yanı sıra güneş ışığının yardımı ile ciltte de sentezlenmesidir. Güneş ışınlarındaki ultraviyole ışınları ciltteki D vitamini öncüsü olan provitamin D’yi aktif D vitaminine çevirir. Vücudun gereksinimini karşılayan temel D vitamini kaynağı budur. Besinlerle alınan ya da ciltte yapılan vitamin D karaciğerde ve böbreklerde bir dizi işlemden geçerek etki gücü en yüksek olan D vitamini şekline dönüşür.
D vitamini eksikliği de bu aşamalardan herhangi birindeki bir soruna bağlı olarak gelişebilir:
- Yeterli güneş ışığı almamak,
- D vitamini ve kalsiyumdan zengin besinler almamak,
- Alınan D vitamininin emilim bozukluğuna neden olan barsak hastalıkları,
- D vitamininin aktifleşmesine engel olan karaciğer ya da böbrek yetersizliği.
Besinler ve D Vitamini
Doğal olarak gıdalarda D vitamini çok azdır. Dolayısıyla eğer besinler özel olarak D vitamininden zenginleştirilmemişse, genellikle sıradan bir beslenme günlük gereksinimi karşılamaya yetmez. Bunun istisnası balık ve balık yağıdır.
Güneş ışınları ve D vitamini
Normal şartlarda yaşayan bir insanın günlük D vitamini ihtiyacının %90-95’i güneş ışınlarının yardımı ile deride sentezlenir. İçine katkı yapılmadığı sürece gıdalarla alınan D vitamininin günlük ihtiyacı karşılaması söz konusu değildir. Deride bulunan D vitamini öncü maddeleri (7-dehidrokolesterol) ultraviyole ışınlarının etkisi ile aktif D vitaminine dönüşür. Mayo ile güneşlenen bir kişinin vücudunda 20 dakika sonra 10.000 ünite D vitamini sentezlenmektedir. Yapım en üst düzeye ulaştıktan sonra artık daha fazla D vitamini sentezlenememektedir. Çünkü D vitamini öncüleri aktivitelerini yitirmektedir. Yani daha fazla güneşlenme ile D vitamini zehirlenmesi olmamaktadır (Doğanın dengesine bak!).
Anne sütü ve D vitamini
Anne sütünde D vitamini oldukça azdır. Bunun nedenini bilim hâlâ çözemedi. Anne sütündeki D vitamini miktarı litrede 12–60 Ünite civarındadır. Oysa bebeğin günlük D vitamini ihtiyacı en az 400 ünitedir. Annede D vitamini eksikliği varsa bu durum daha ciddiyet kazanır. Gebelik boyunca bebek D vitamini ihtiyacı annenin depolarından karşılar. Bebek doğumdan sonra kendini bir süre idare edebilecek kadar D vitaminini depolar. Oysa ülkemizdeki anneler gibi anne sık aralıklarla doğum yapmış, cildi yeteri kadar güneşe maruz kalmamışsa annede de D vitamini eksikliği olacaktır. Eğer annede D vitamini depoları yeterli değilse bebek ya D vitamini eksikliği ile ya da yetersiz D vitamini depolamış olarak doğar. Bu durum da doğumdan sonra yeterli D vitamini alınmaz ya da yeterince güneş ışığına maruz kalınmazsa D vitamini eksikliğine bağlı raşitizmin oluşmasını kolaylaştırır. Emzirme döneminde de annenin D vitamini ihtiyacı günde 4000 Ü olarak bildirilmiştir.
Raşitizmin belirtileri nelerdir?
Raşitizmin belirtileri yaşa göre değişir. En sık görüldüğü dönem olan süt çocukluğunda belirtiler kandaki kalsiyum ve fosfor düzeylerinin düşüklüğüne bağlıdır. Bu belirtiler:
- Sebebi izah edilemeyen huzursuzluk vardır;
- Kalsiyum düşmesine bağlı havale geçirme; kaslarda gevşeklik ve güçsüzlüğe bağlı geç oturma, geç emekleme ve geç yürüme olur;
- Raşitizmde nedeni bilinmeyen bir belirti de baş terlemesidir.
- Raşitizmin diğer belirtileri ise kemiklerde kalsiyum birikiminin yetersizliğine bağlıdır. Yetersiz kalsiyum birikimi nedeniyle kemiklerde yumuşamaya bağlı belirtiler şöyledir:
- Bıngıldak yaşa göre büyüktür ve kapanması gecikir.
- El ve ayak bilekleri geniştir.
- Kaburgaların üzerinde kıkırdak – kemik bileşkesinde tespih tanesi gibi şişkinlikler fark edilebilir: Raşitik tespih
- Göğüs kafesinin alt kısmında diafram kasının içeriden çekmesine bağlı bir çökme oluşur: Harrison oluğu denir.
- Raşitizmli çocukların alınları geniş ve belirgin, karınları ise şiş gözükür.
- Tedavi edilmeyen vakalarda büyümede yavaşlama ve bir süre sonra çocukta kısalığı olur.
- Raşitizmde Kemik eğriliği: Çocuk yürümeye başladıktan sonraki en önemli bulgu sertleşemeyip yumuşak kalan kemiklerin vücut ağırlığı ile eğrilmesidir. (O ya da X bacak).
D vitamini eksikliği dışındaki durumlarda raşitizm olur mu?
Raşitizm nadir de olsa D vitamini eksikliği dışındaki durumlarda da ortaya çıkabilir. Bu durumlar ya böbrek hastalıklarına ya da doğuştan beri bulunup belirtilerini daha geç dönemde veren genetik/ailevi bozukluklara bağlıdırlar. Örneğin bebeğin vücudunda D vitamini eterli olduğu halde dokularında D vitaminine yanıt olmayabilir (D vitaminine dirençli raşitizm). Bu hastalıkların sonuçları ve tedavisi her birine özgü olduğu için, vitamin D eksikliğine bağlı raşitizmden ayırt edilmesi önemlidir.
Raşitizm Tanısı Nasıl Konur?
Çoğunlukla klinik bulgular teşhis için yeterlidir. Ancak kesin teşhis için, kemik filmi çekilerek kemik yoğunluğunda azalmanın gösterilmesi ve kan tahlili ile kalsiyum, fosfor ve alkali fosfataz düzeylerinin ölçülmesi gerekli olacaktır. Bebeğin yaşına göre kemiklerde kalsiyum oturmasında gecikme ve buna bağlı olarak filmde kemik yoğunluğunda düşüklük dikkati çeker.
Raşitizmin tedavisi
Raşitizmin tedavisi oldukça kolaydır. Tedavinin esası yüksek dozda D vitamininin verilmesinden ibarettir. Bu sayede D vitamini eksikliği giderilip, depolar doldurulmuş olur. İki tür D vitamini uygulaması vardır: Ya D vitamini her gün günlük ihtiyacın 5–20 katı dozda (günde 2.000–8.000 Ünite) ve iki ila üç ay süre ile verilir. Veya yüksek doz D vitamini (300.000 Ünite) bir veya iki defada verilir. İki tedavi yöntemi de doğrudur ama hangi tedavinin seçileceği kararı hekim tarafından verilmelidir. Eğer kalsiyum eksikliğine bağlı belirtiler varsa ve kalsiyum düzeyleri de düşükse tedaviye ağız yolu ile kalsiyum verilmesi de eklenmelidir. Çünkü yüksek doz D vitamini verilince kan kalsiyumu hızla kemiklere çöker ve kandaki kalsiyumda düşmeler olur. Buna bağlı olarak da el ve ayaklarda uyuşmalar, kas krampları ve havaleler görülebilir.
Raşitizmden nasıl korunuruz?
Normal şartlar altında insanda D vitamini ihtiyacının % 90-95’i güneş ışığının etkisi ile deride sentezlenir. Özellikle D vitamini ile zenginleştirilmedikçe süt vs ile alınan D vitamini göz ardı edilebilecek kadar azdır. Raşitizmden korunmak için gebe ve emziren annelerle çocuklarının yeterince güneş ışığına çıkmaları sağlanmalıdır. D vitamini yapımını sağlayan ultraviyole ışını pencere camından geçmez. Bu nedenle güneş ışığının yararlı olması için güneş ışığına doğrudan olarak maruz kalınması gereklidir. Güneşte kalma süresi yarı çıplak olarak günde 10 dakikadan, giysili olarak günde 30 dakikadan daha fazla olmalıdır. Anneler bebeklerin en önemli D vitamini kaynağıdır. Bundan dolayı gebe ya da emzikli kadınlar da benzer şekilde güneş ışığına maruz kalmaya çalışmalıdırlar.
Güneşlenme dışında ağız yolu ile D vitamini verilmesi ile de korunma mümkündür. Anne sütü alan tüm çocuklara günde 400 IU D vitamini verilmelidir. Sadece hazır mama ile beslenen çocuklarda bu mamalar yeterince D vitamini içerdiği için böyle bir uygulamaya gerek yoktur. D vitamini verilmesi anne sütü kesildikten sonra da devam etmeli ve en az 1 yıl süre ile uygulanmalıdır.
Diğer bir önemli korunma yolu da, en sık tüketilen besinlerin, daha hazırlanma aşamasındayken D vitamini yönünden zenginleştirilmesidir. Gelişmiş ülkelerde yıllardan beri sürdürülen bu uygulama kolay ve ucuz bir yöntemdir. Sadece süt ve ekmeğin D vitamini yönünden zenginleştirilmesi bile yalnız raşitizmin değil, ileri yaşlarda D vitamini eksikliği sonucu artan kemik erimesi (osteoporoz) ve buna bağlı kırık riskinin de azalmasına hizmet edecektir.
Ülkemizde ekmeğin kutsal olduğu ve içine demir, iyot, çinko ve D vitamini katılmayacağı şeklinde bazı inanışlar nedeniyle çok uzun yıllar bu mümkün olamamıştır. Ancak son yıllarda bazı özel ekmek firmaları paketli ekmeklere bu elementleri katarak önemli yol almışlardır ancak bu kez işin içine maliyetler girmiştir. Bu ekmekler yüksek fiyatları nedeni ile geniş kitlelere ulaştırılamamaktadır. Bakkal ve fırınlarda satılan somun ekmeğine de bu elementlerin katılması toplum sağlığı için son derece önemlidir.
Tıptaki son gelişmeler ve D vitamini
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yaptığı bir derlemin ışığında D vitamini ile ilişkili olarak bildiğimiz birçok şeyde devrim niteliğinde değişikliklerin olduğunu görmekteyiz(2).
Ahmet Aydın’ın derlemesinden öğreniyoruz ki, dünyanın ileri gelen D vitamini uzmanı araştırmacıları günlük D vitamini ihtiyacımızın 400 değil 4.000 ünite ve daha fazla olduğunu göstermiştir.