Çocuklarda iştahsızlık yazı dizimizin “çocuk psikolojisi ayağında” bir beslenme düzeni oturtma konusunda Elçin Konuk’un yazısını bulabilirsiniz.
Okul öncesi dönemde çocuklar hayatları boyunca kullanacakları birçok alışkanlığı edinirler. Bunlardan biri de beslenme alışkanlığıdır. Bu dönemde “çocukların beslenme alışkanlıkları; ailenin sosyal ve ekonomik durumu, eğitim düzeyi, alışkanlıkları, gelenek ve görenekleri, çevre koşulları gibi çok çeşitli etkenlerin etkileşimi ile oluşur.” ve bu dönemde kazanılan dengeli beslenme alışkanlığı hem çocukların büyümeleri için gerekli enerjiyi ve kaloriyi almalarını, hem de onların hastalıklara karşı dirençli ve sağlıklı olmalarını sağlar. Anne babaların çocuklara karşı genel olarak tavırları onların bütün davranışlarını etkilediği gibi yeme tutumlarını da etkiler. Dolayısıyla yemek konusunda çocukların davranışlarında görülen bir değişimin çok farklı sebepleri olabilir. Yemek konusunda bir sorun varsa önce sebebinin ne olabileceği araştırılmalıdır.
Okul öncesi dönemi çocuklarında karşılaşılan yaygın yemek problemleri arasında yeme miktarında azalma, iştahsızlık, yavaş yemek yemek ya da yemek seçme gibi davranışlar vardır. Daha önceden bu konuda bir sorun yaşamayan anne babaların çocuklarının yemek alışkanlıklarında gözlenen bu tür değişiklikler karşısında endişelenmemeleri ve çocuğa yemek yeme konusunda baskı yapmamaları gerekmektedir. Unutmamalıdır ki, her yaşın gelişim özellikleri ve ihtiyaçları farklıdır. Dolayısıyla farklı dönemlerde çocukların yemek yeme miktarlarında da değişme görülebilmektedir. “Hayatın ilk yılında bebekler müthiş bir büyüme sergileyerek doğum kilosunu yaklaşık üçe katlarlar. Bu büyüme hızının devam edebilmesi için de çok yemeleri gerekir. Öte yandan okul öncesi dönemdeki çocuklar daha yavaş büyüdüklerinden çok yemeye gereksinim duymazlar.” Nitekim, genellikle 1 yaşından sonra çocukların iştahında belirgin bir düşme gözlenir. Dolayısıyla da okul öncesi dönemde gözlenen yeme miktarında azalma aslında çocuğun içinde bulunduğu dönemin gelişim özelliklerinden biri olabilir.
Anne babaların çocukların istediği ve ihtiyaç duyduğu ilgiyi ve sevgiyi yeterince gösterememesi okul öncesi dönemde çocuklarda ortaya çıkan yemek probleminin sebeplerinden biri olabilir. Çocuklar sürekli olarak anne babaların ilgilerinin üzerinde olmasını isterler ve onlara ne kadar ilgi gösterilirse gösterilsin bu onlara yetmeyebilir. Dolayısıyla özellikle okul öncesi dönemde görülen yavaş yemek yemek ya da iştahta azalma gibi davranışlar çocukların istedikleri ilgiyi üstlerine çekmelerinin bir yolu olarak ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle çok yoğun çalışan anne babaların çocuklarında ya da kardeşi olan çocuklarda görülür. Anne babalarının sürekli kendileriyle ilgilenmesini isteyen çocuklar yemek yemediklerinde ya da az yemek yediklerinde onlarla daha fazla ilgilenildiğini fark ederler. Bu durum az yemek yeme ya da yavaş yeme davranışını pekiştirir. Böylece bazı ailelerde yemek saatleri çok uzar. Gün boyunca çok yoğun çalışıp yorulan anne babalar da çocukların ağızlarında yemeklerini biriktirmelerinden ya da yavaş çiğnemelerinden, dolayısıyla da yemek saatlerinin bu kadar uzamasından, rahatsız oldukları için çocuklarını yemek yeme konusunda teşvik etmeye çalışırlar. Bu yüzden yemek sırasında onlara “Hadi, çabuk yer misin?” gibi sözler söylerler. Fakat bu tür durumlarda söylenen bu sözler ters etki yapar ve ilgi çektiğini fark eden çocuk yavaş yemek yemeye ya da yemek yememeye devam eder. Yemek konusunda anne babaların sabırlı olması gerekmektedir. Çocuk ne kadar yavaş yemek yerse yesin ona tabağındaki yemeği bitirmesi ya da daha hızlı yemesi konusunda baskı yapılmamalıdır. Ancak anne babaların yemek konusunda aşırı gevşek bir tutumu da benimsememeleri gerekmektedir. Çünkü böyle bir tutum yemek sürelerinin bazen saatlerce sürmesine yol açar. Dolayısıyla yemek konusunda baskı yapmamakla birlikte yemek saatini sınırlandırmak gerekir. Çocuk yemek için ayrılan süre boyunca yemeğini bitirmesi gerektiğini, aksi takdirde sofranın kaldırılacağını bilmelidir. Burada göz önünde bulundurulması gereken konu özellikle yemek yemekten hoşlanmayan fakat çikolata, bisküvi gibi abur cubur yemeyi seven çocuklara öğün arasında bu tür yiyeceklerin verilmemesidir. Aksi takdirde çocuklar yemek süresince hiçbir şey yemezler ve sofra kaldırıldıktan sonra aç oldukları için karınlarını, besin değeri düşük abur cuburla doldurmak isterler. Yine bu durumda, tutarlı anne baba tutumu çocukların yeme alışkanlıklarını bir düzene koymak için önemlidir. Çocuğun öğün arasında herhangi bir şey atıştırması istenilmiyorsa, bu kurala evde bulunan diğer yetişkinlerin de saygı göstermesi ve çocuğa çikolata, bisküvi gibi atıştırmalık ürünlerin verilmemesi gerekmektedir.
Çocukların yemek yeme miktarında görülen azalmanın başka bir sebebi de çocuğun içinde bulunduğu durum ve koşullar olabilir. Başka bir deyişle, yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da yemek yemek aynı zamanda onların psikolojileriyle ilgilidir.
Yemek yeme miktarında aşırı azalma görülen bir çocuğun içinde bulunduğu koşullar düşünülmeli ve onu mutsuz eden, üzen bir durumun olup olmadığı araştırılmalıdır. Örneğin kardeş kıskançlığı çeken ve artık eskisi gibi sevilmediğini düşünen bir çocukta iştahsızlık görülmesi olasıdır. Bu durumun birbirine bağlı iki sebepten kaynaklanabilir. Birincisi çocuk gerçekten anne babasının kendisinin eskisi kadar sevmediğini ve onunla yeterince ilgilenilmediğini düşünebilir. Dolayısıyla yeme alışkanlığında görülen bu değişim çocuktaki depresif ruh halinin bir parçasıdır ya da biraz önce de bahsettiğimiz gibi, çocuk ilgiyi üstüne çekmek için eskisinden daha az yemeye başlayabilir. Her iki durumda da yeme davranışında görülen değişim aslında çocuğun duygu durumunun farklı şekilde dışarı yansımadır ve bu konunun üstüne gidilmesi gerekmektedir.
Çocukların dengeli beslenme alışkanlığı kazanması için yapılması gerekenler davranışlar nelerdir?
Çocuklara yemek yemesi için baskı yapmadan onlara yemek yedirmenin başka yolları da vardır. Öncelikle yemek yemeyi çocuğunuz için eğlenceli hale getirmeniz gerekmektedir. Her şeyden önce yemek zamanında neşeli ve mutlu bir atmosfer yaratarak, bu saatlerin çocuğu mutlu yapan saatler olması sağlanmalıdır. Buna ek olarak;
- Çocuğunuzun yemek hazırlanırken size yardımcı olmasına izin verin. Böylece çocuğunuzun yeni ve farklı bir yemeğe ilgi duymasını da sağlayabilirsiniz.
- Çocuğunuzun sevdiği yemeklerden en azından bir tanesini pişirin. Yemekte birden fazla seçenek olmalıdır. Fakat çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz en az bir yemek masada olmalıdır.
- Masanızı renklendirin. Bu çocuğunuzun ilgisini çekecek ve yediği yemek çeşidini arttıracaktır.
- Yemek yemesini kolaylaştırın. Sosis, vişne, üzüm, havuç gibi yuvarlak şekilli yiyecekler çocukların boğazına takılabilir. Çocuklarınızın yemesini kolaylaştırmak için sosisleri dörde bölün, havuçları pişirin.
- Çocuğunuzun masada göstereceği çocukça tavırlara tolerans gösterin. Çocukların yemek sırasında hiç hareket etmeden durmalarını beklemeyin; ama normalden daha az hareket etmesi istenilen bir durumdur. Çocuk yemek yemeyi istemiyorsa ya da yemeğini bitirdiyse masadan kalkmasına izin verilebilir.
- Yemek yenilen ortam önemlidir. Yemek yerken rahatlık önemlidir. Okul öncesi çocuğunuza uygun ebatlarda masa, sandalye, tabaklar kullanmaya özen gösterin. Dolayısıyla çocuğun kullanacağı kaşık ve çatal çocuğun eline ve ağzına uygun büyüklükte olmalı, oturuş yüksekliği masaya göre ayarlanmalıdır.
- Yemekleri belli bir program dahilinde verin. Çocuğunuz çok acıkmadan, yorulmadan ya da huysuzlaşmadan yemekleri bir programa koyun. Bir çocuk çocuğun yeterli miktarda besin ve kalori almasını sağlamak için düzenli olarak yemek yemesi gerekmektedir.
- Birden fazla yemek çeşidi sunun. İhtiyacı olanı yiyecektir. Çocuğunuz yemeğin bir bölümünü yemişse ya da yemeğine hiç dokunmamışsa aşırı tepki vermeyin.
- Porsiyonların küçük olmasına özen gösterin. Yemeklerdeki porsiyon miktarları küçük olmalı ve çocuğun ihtiyacı olduğunda yardım edilmelidir. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı genellikle yetişkin porsiyonunun yaklaşık dörtte biri kadardır. Büyük porsiyonlar çocuğu sıkabilir ve böylece daha az yemesine neden olabilir. En iyisi küçük miktarlarda sunmak ve bitirdiğinde, daha fazla isteyip istemediğini sormaktır.
- Yiyeceği yemeğe ve miktarına çocuğunuzun karar vermesini sağlayın
- Tabağındaki yemeklerden hangisini yiyeceğine ve ne kadar yiyeceğine çocuğunuzun kendisinin karar vermesini sağlayın. Hiçbir şey yemezse, sorun etmeyin. Bir sonraki öğün de acıkacaktır.
- Yemeğini kendisinin yemesi gerekmektedir. Fakat yemek yerken yetişkinler kadar becerikli olması beklenmemelidir. Dolayısıyla üstüne ve etrafına dökmesi durumunda çocuğa olumsuz bir tepki verilmemelidir.
- Sofraya birlikte oturun ve beraber yemek yiyin. Anne babaların her davranışı çocuklar için önemlidir ve onların davranışlarını taklit ederler.Yemek konusunda da çocuğumuzun yemek yemesini istiyorsak diğer konularda olduğu gibi ona model olmalıyız ve birlikte yemek yemeliyiz. Örneğin anne babanın evde düzenli bir beslenme alışkanlığı yoksa çocuklarının da dengeli beslenmesi beklenemez. Ya da anne ya da babası yemek seçen bir çocuğunda benzer davranışlar göstermesi normaldir. Yemek seçme konusunda çocuğun yemeğin tadını sevmemesi ya da o yemekle ilgili geçmişte yaşanan olumsuz bir olay da etkili olabilir; ama yine da çocukların her davranışında olduğu gibi beslenme alışkanlıkları da öğrenmenin etkisi altındadır.
Çocukların dengeli beslenme alışkanlığı kazanmasını engelleyen, yapılmaması gereken davranışlar nelerdir?
- Çocuğun her istediğini yaparak ona yemek yedirmeye çalışmayın. Çocuğa aşırı ilgi göstermek, sonsuz hoşgörü, onun isteklerine boyun eğmek, ne istiyorsa yapmak, vermek gibi davranışlar çocuğa iyilik değil kötülüktür. Sınırsız hoşgörü ile, ölçülü, dengeli bir kişilik yapısı gelişemez.
- Çocuğu eğlendirerek yedirmeye çalışmayın. Şarkı söyleyerek, dans ederek, televizyon seyrettirerek, peşinde dolaşarak ya da benzeri hareketlerle ilgisini başka yönlere kaydırma yoluyla çocuğa yemek yedirmeğe çalışmak doğru değildir.
- Yemeği çabuk bitirmesi için acele etmeyin ya da oyalanmasına izin vermeyin. Çocuk yemek yerken çok acele ettirmek ya da gereksiz yere oyalanmasına göz yummak uygun bir tutum değildir.
- Çocuk yemek yerken onu bir yarış içine sokmayın ve başka çocuklarla kıyas yapmayın. Yeterli yemediği için başka çocuklardan cılız ve çelimsiz olduğunu, başka çocukların iyi yediğini söylemek, kıskançlık duyurarak yedirmeye çalışmak gibi davranışlar yanlıştır.
- Yemek yerken onunla pazarlık yapmayın. Yemek yemesi için ona yalvarmayın ya da yemek yediği için onu ödüllendirmeyin. Yemeğini ya da belirli bir yiyeceği yediği taktirde çocuğa oyuncak, şekerleme, çiklet almaya söz vermek, istediği bir yere götürmeyi beslenmeyle “pazarlık” konusu yapmak ve yemesi için yalvarmak gibi davranışlar doğru değildir. Bir an için olumlu sonuç alınabilirse de, bu ve benzeri yollarla çocuk eğitilemez. Yemeği, istediğini elde etmek aracı ve pazarlık konusu yapmaya başlayan, dediğini ailesine yaptıran bir çocuk üzerinde bir disiplin kurmak bir yana, aile çocuğun tutsağı olmaya başlar. Bir an için sevinç kaynağı olabilen bu “kolay elde etmeler, kolay ödüller” yaşam boyu mutsuzlukların, başarısızlıkların, tutarsızlık ve uyumsuzlukların başlangıcı olur.
- Israr etmeyin ve baskı yapmayın. Bu davranışlar beklenenin aksine çocuğun daha da az yemesine neden olur. Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin. Zamanında ve yeterli miktarda yemediği, etrafı kirlettiği, çok yediği için ya da başka nedenlerle çocuğa maddi ve manevi baskı yapmak, bağırmak, korkutmak, zorla yedirmeye çalışmak, cezalandırmak gibi davranışlar çocuk üzerinde sonradan düzeltilemeyecek zararlı izler bırakır ve bu yollarla iyi sonuç alınmaz.
- Sofrada yemek yemeyen çocuklara ara öğün vermeyin. Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin, ancak yemeğinin bıraktığı kısmını telafi etmek amacıyla sevdiği diğer şeylerden yemesine izin vermeyin.
Yemek yemek yetişkinler için sadece açlığı gidermek için yapılan bir eylem değildir. Aynı zamanda bir sosyalleşme biçimidir.. Bu yüzden de bize keyif verir. Dengeli beslenme alışkanlığına sahip çocuklar yetiştirmek isteyen anne babaların da çocukları için yemek yeme ortamını onların hoşlarına gidecek bir hale getirmeleri ve onların yemek yemekten keyif almalarını sağlamaları gerekmektedir. Aksi takdirde çocukların dengeli bir beslenme alışkanlığı geliştirmesini sağlayamayız.
Psikolog Elçin Eğercioğlu Konuk