Çocuğunuzun müziğe eğilimi var mı? Müziğin çocuğun ruh sağlığına etkisi nedir? Çocuğunuzun hangi müzik aletine eğilimi ve becerisi var? Anlamak için ne zaman uygundur ne yapılmalıdır? İnsan, biyopsişik, toplumsal ve kültürel bir varlık olup bedensel, bilinçsel, duyuşsal ve devingen davranış yapılarıyla kendine özgü bir bütündür ve bu bütün oluşup gelişirken…

Çocuğunuzun müziğe eğilimi var mı? Müziğin çocuğun ruh sağlığına etkisi nedir? Çocuğunuzun hangi müzik aletine eğilimi ve becerisi var? Anlamak için ne zaman uygundur ne yapılmalıdır?

İnsan, biyopsişik, toplumsal ve kültürel bir varlık olup bedensel, bilinçsel, duyuşsal ve devingen davranış yapılarıyla kendine özgü bir bütündür ve bu bütün oluşup gelişirken belirli sürelerde bir takım niteliksel özellikler gösterir. Böyle özelliklerin ön plana geçtiği gelişim aşamalarına ‘’dönem’’ denilmektedir. Kesin çizgilerle ayrılması mümkün olmamakla birlikte en basit ve kabul gören dönem sınıflaması yaşa göre yapılandır. İşte kadınların gebeliğinin birinci döneminde başlayan ve doğumdan sonra da devam eden dokunma duyusunun oluştuğu -ki bebekte güven duygusu yaratan ve hatta anne – bebek arasındaki sevginin oluştuğu, birinci dönemdir. İkinci ve bizim konumuz olan dönem ise işitme duyusunun yine gebeliğin altıncı ayından itibaren kabul edilen dönemdir.

Konuştuğumuz dil işitme duyumuz üzerine kurulmuştur. Bilindiği gibi dil, bugünkü insan uygarlığının temelinde yatar ve bu temel, yani dil, seslerden meydana gelir. Ses duyusu ise; sıkışan ve gevşeyen hava moleküllerinin yarattığı ses dalgalarının kulaktaki alıcı hücreleri etkilemesinden ibarettir.

İnsanın çevresini bir bakıma sesler çevrelemiş gibidir. İnsan, kaynağı, türü ve işlevi çok değişik sesleri algılar, çözümler, yorumlar ve giderek onları değişik anlatım biçimlerine dönüştürür. Ses ile oluşulan, ses ile doğan, ses ile yaşanılan bir dünya yine ses ile sona erer

İnsanın yapısındaki ve çevresindeki sesler, kaynakları ve nitelikleri bakımından üç grupta toplamak mümkündür.

  1. Toplumsal Sesler (İnsanın konuşma sesleri, bağrışma, gülüşme-ağlaşma… vb.)
  2. Kültürel Sesler (İnsanoğlunun ürettiği maddi ürünler. Örnek: Enstrüman sesleri, otomobil… vb.)
  3. Doğal Sesler (Su şırıltısı, rüzgâr sesi, hayvan sesleri… vb.) ki insan ilk bu doğal sesleri taklit ederek dili ve müziği buluşturduğu düşünülmektedir. Müziğin de bu yönü ile insan yaşamını etkileyen ve birçok yönden insanlık tarihi kadar eski olduğu ifade edilirse yanlış yapılmış olmasa gerek.

Peki, insanoğlunun tarihi kadar eski ve yaşamı üzerinde bu denli etkili olan müzik nedir? Yaklaşık 3500 yıl öncesinden günümüze değin yapıla gelen birçok değişik müzik tanımı bulmak mümkündür.

Müzik tanımlarından bazıları

“Müzik, gök ve toprak arasında uyumdur.”

Konfüçyüs

“Müzik, bütün sanatları ortak dilidir.”

Khan

“Müzik, seslerin mimarisidir.”

De Stael

“Müzik, tınlayarak devinen, hareket eden bir biçimdir.”

Hanslick

“Müzik, sesler bilimi ve o sesleri insanlığın karakterine ve duygularına uygun bir biçimde kullanma ve uygulama sanatıdır.”

Darbaz

Yukarıdaki tanımlardan şu sonuç çıkartılabilir: Müzik, seslerin sanat çerçevesi içersinde düzenlenmesine müzik (sanat) ve bu sanatla ilgili bilimlerin tümüne de müzik bilimi denir.

Müzik ses(-ler) den oluştuğuna göre şimdi ikinci döneme dönecek olursak gebeliğin altıncı ayından itibaren bebeğe müzik dinlettirilerek, bebeğin doğumdan sonra psikolojisinde olumlu ve doğru bir yol izlenmiş olacağı kuşkusuzdur.

Psikoloji: Canlı davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Özellikle insan ile ilgili yapmış ve yapmakta olduğu bilimsel araştırma sonuçlarından eğitim alanı geniş biçimde yararlanmaktadır. Her iki bilim alanının ortak inceleme alanı da ‘’insan’’ var.

Psikoloji, kendi alanının içinde keşfetmeye çalışırken, eğitim hem elde edilen bulgulardan yararlanmakta ve hem de kendisi araştırmalar yapmaktadır. “Zekâ, öğrenme, yetenek, bellek, algı nedir?” gibi benzer alanlarda yapılan çalışmalar her iki alanın da araştırmaları arasındadır.

Psikolojinin ve eğitimin araştırmalarından yararlanılarak çalışan bir bilim daha vardır. Eğitim psikolojisi. Eğer çalışma alanı müzik gibi daha özel bir alanda yapılmakta ise, ‘’müzik eğitim psikolojisi’’ adı altında özellikle psikoloji, eğitim ile müzik sanatı ve müzik bilimlerinden oluşan bir çalışma araştırma alanı daha ortaya çıkmaktadır. Müzik sanatının en başlarından başlayarak en üst düzeylere kadar öğretimi, bu süreç içerisinde bireyin eğitimi, bu eğitimin başarılı olabilmesi için bireyin tanınması (bireysel ayrılıklar, müzik yeteneği, müzik ile iletişim kurabilme …) ve müzikle ilgili alanların ayırt edilerek özel metotların uygulanmaları bu alan içinde düşünülebilir.

‘’Yetenek’’ denen kavram birçok gözlemlere, incelemelere ve testlere konu olmuştur. Bu testler arasında, çocuklar ve yetişkinler için kullanılan zekâ testleri herkesçe bilinmektedir. Bunlara aynı zamanda yetenek testleri de denilmektedir. Bu güne dek bu testler başarılı olamamıştır. Zeka-Yetenek testlerine yapılan bir itiraz, düşünme ve yargıda bulunma süreç ve yeteneklerinin düzenli bir şekilde gelişmediği testlerde kötü sonuç almış bir çocuğun birkaç yıl sonra birden bire olağanüstü bir gelişme ve yeteneklilik gösterdiği gerçeği ile ilgilidir. Öte yandan, Büyükşehirlerden ve belirli sosyal çevrelerden gelen çocukların yaşama deneyleri daha zengin olabileceğinden, testlere daha iyi hazırlanmış olmaları ile ilgilidir.

Sonuç olarak ‘’Yetenek’’ insanın geçmişi ile ilgili olduğundan bebeklik dönemlerinde soyut düşünme, konuşma ve algılama bakımlarından acemidirler. Bu dönemde müzik dinlettirilebilir. Somut düşünebildikleri çocukluk dönemlerinde ise kendi sesini kullanmayı öğrenmeye başlaması, bir oyuncak sesli ya da vurmalı çalgıyı kendisine sunarak yeteneğin oluşması konusunda zemin yaratılmış olur. Ancak, bu oyuncaklar sunulurken akortlarının bozuk olmamasına dikkat edilmelidir.4–5 yaşlarından itibaren de birçok ülkede olduğu gibi (örneğin: Macaristan, Çin…) sistemli bir eğitime sokularak, kendine güvenen kendini ifade edebilen sosyal yaşayan, daha faydalı, yetenekli ve başarılı bir birey yetiştirilmiş olunur.

Derleyen: Müzik Öğretmeni Yusuf Sakıcı

17 Aralık 2017 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden değerli hocamız Yusu Sakıcı saygıyla anıyoruz.

Kaynakça

  • İnsan ve Kültür – Bozkurt Güvenç, Sosyal Bilimler Derneği Yayınları
  • Toplum Bilim Sözlüğü – Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi
  • Müziğin ABC’si – Nicholas Cook, Kabalcı Yayınları,
  • İnsan Tabiatını Tanıma – Alfred Adler, T.İş Bankası Kültür Yayınları
  • İnsan ve Müzik – Prof. Dr. Ali Uçan, Müzik Ansiklopedisi Yayınları
  • İnsan ve Davranışı – Doğan Cüceloğlu, Remzi Kitabevi
  • Müzik Öğretimi Teknolojisi ve Materyal Geliştirme – Edip Günay – Mehmet Ali Özdemir, Bağlam Müzik Bilimler Dizisi

İlgili Yazılar

Çocuklarda Göğüs Ağrısı

Günlük poliklinik uygulamalarımızda göğüs ağrısı ile özellikle okul çağı ve ergen çocuklar geldiğinde ailelerin kalp hastalığından çok korktuklarına şahit oluyoruz. Oysa göğüs ağrısının kalpten kaynaklanıyor olma olasılığı oldukça düşüktür. Çoğunlukla…

Devamını oku
Ağrıdığı için göğsünü tutar bir kız

Çocuklarda Güneş Güvenliği

Yaz mevsimi, tatil heyecanı, güneşte yatıp dinlenme zevkini getirirken beraberinde daha çok çocuklu aileleri ilgilendiren güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunacağımıza dair endişeleri de getiriyor… Bir yandan güneş ışınlarıyla temas edip…

Devamını oku
Bir anne çocuğunun omuzlarına güneş kremi sürüyor.

Emziren Annenin Oruç Tutması

Bir ramazan daha geldi, çok şükür. Allah hakkını vererek oruç tutmamızı nasip etsin. 17-18 saat sürecek olan bu açlık durumunda bebeğin bundan olumsuz etkilenmesi söz konusu olur mu? Peki emziren…

Devamını oku
Ramazan yemek sofrası