Okul Öncesi Dönemde Çocuklarda Cinsel Eğitim
Okul öncesi dönem, çocukların kızlarla erkekler arasında farklılıkları anladıkları ve cinsel kimliklerini keşfettikleri önemli bir dönemdir. Bu yüzden, bu dönemdeki çocuklarda cinsel kimliklerini edinirken ve bedenlerini tanırken gözlenen belli başlı iki tür davranış vardır: Cinsel özellikler, gelişim ya da cinsellikle ilgili sorular sorma ve kendi kendine doyum yani mastürbasyon. Çocukların cinsiyetlerinin farkına vardığı okul öncesi dönemde çocuklar, cinsellikle ilgili sorular sorabilirler. Aynı şekilde çocukların bedenlerini tanıdığı bu dönemde, bazılarında mastürbasyon görülebilir.
Cinsellikle ilgili sorular sorarlar
Cinsiyet farkı ile ilgili olan sorular 2. yaşta, doğumla ilgili sorular 3-4 yaşta başlar. Bu son derece normaldir. Fakat anne babalar çocuklarının cinsellikle ilgili soruları karşısında çoğu zaman şaşkınlığa uğrarlar. Bazı anne babalar bu tür sorulara cevap vermekten kaçınırlar. Bazıları da eksik ya da kaçamak cevaplar verirler. Ancak hayatın her alanında olduğu gibi cinsel eğitim konusunda da çocukların anne babalarının kendilerine vereceği doğru ve anlaşılır bilgiye ihtiyaçları vardır. Bu aşamada çocuklarımızın sorularını anlayabilecekleri şekilde cevaplamaz ve meraklarını gidermezsek, bu durum onların bilgi alabileceği başka yanlış kaynaklara yönelmesine sebep olur. Cinsellik gibi hassas bir konuda çocukların kulaktan duyacağı yanlış bilgiler onların ileriki hayatlarını tahmin edemeyeceğimiz kadar etkileyebilir.
1) Cinsellikle ilgili ne tür sorular sorarlar?
3 yaşındaki çocukların cinsellikle ilgili merak ettikleri ilk konu kızlar ve erkekler arasında bedensel farklardır. Bu durumda üstünde durulması gereken konu kızlar ve erkeklerin birbirinden farklı olduğu ve bunun bir eksiklik ya da fazlalık olarak algılanmaması gerektiğidir. (3)
3 yaşından sonra ise “Ben nereden geldim” sorusuyla karşılaşılır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, çocuğunuzun yaşına göre ona vereceğimiz cevapların farklı olacağıdır. Örneğin 4 yaşına kadar bu soruya cevap verilirken, annenin karnında özel bir kese ya da yuva olduğu ve bebeğin burada büyüdüğü söylenebilir. Çocuğunuz büyüdüğü ve bu cevap yeterli olmadığı zaman, 4-6 yaş arasında, sen “Bütün bebekler gibi babanın bir tohumu ve annenin bir yumurtasından yapıldın. Babanın tohumu ile annenin yumurtası annenin karnında bir araya geldi,” şeklinde verilecek bir cevap yeterli olacaktır. (2)
2) Cinsellikle ilgili sorulan sorulara ne zaman cevap verilmesi gerekir?
Cinsel eğitim ne çok erken ne de çok geç olmalıdır. (2) “Bu çocuğun karakterine, gelişimine ve ortama bağlıdır.” (1) Bunun için kesin bir zamandan bahsetmek mümkün değildir. Genelde anne babalar bu konuda bir açıklama yapmaktan kaçındıkları ya da ne söyleyeceklerini bilmedikleri için geç kalırlar. Cinsel kimliğin keşfedildiği dönemi içerdiği için önemli sorular 7 yaş öncesinde yani okul öncesi dönemde sorulur. (1)
3) Cinsel eğitim konusunda çocuğa, kim bilgi vermelidir? Anne mi? Baba mı?
Çocuğunuz kime soruyorsa ona açıklama yapacak kişi o olmalıdır (1)
4) Çocuklarımızın Cinsel Konularla ilgili Sorduğu Sorulara Nasıl Cevap Vermeliyiz?
Anne babanın bu tür konularda çocuğun gelişim düzeyine uygun bir şekilde basit, kısa ve doğru olarak, kaygı duymadan cevap vermelidir. Başka bir deyişle, çocuğun merak ettiği konularda ona verilecek bilgiler “basit”, doğrudan, sorulan konuyla ilgili ve yaşına uygun olmalıdır” (2) Cevap verirken kaygı duymak, utanmak gibi davranışlar çocuklarda bu konunun “sakıncalı” olduğu izlenimini uyandırır ve bu durum merakını arttırır.
5) Çocuklarımızın cinsel konularla ilgili sorduğu sorular karşısında ne YAPMAMALIYIZ?
Çocuklarınızın cinsellikle ilgili sorduğu sorular karşısında cevap vermekten kaçınmayın. Genelde anne babalar bunu, bu konularda konuşmanın “ayıp” ya da “günah” olduğunu belirterek ve çocuğa sorduğu sorular için kızarak yaparlar. Bazen de anne babalar bu tür soruların sorulmaması gerektiğini çocuklara susarak belli ederler. (2) Her iki durumda da çocuklar sordukları soruların yasak olduğunu ve sormamaları gerektiğini hissederler. Fakat bu durum meraklarını daha fazla arttırır. Cinsellikle ilgili sorularında anne babasından yeterince bilgi alamayan çocuklar, bu konuların “pek güzel bir şey olmadığı, bu yüzden ilgilenilmemesi gerektiği sonucuna varır. Sonuçta ilgilenilen konunun yasak, pis ya da günah olduğu inancı yerleşir. Bilinçaltına itilen bu inanç bir çok yetişkin insanın hayatını etkiler.” Çünkü cinsellikle ilgili hiç konuşulmadığında, bu konular bir tabu haline gelir ve zamanla çocuklar bunları düşündüğünde bile suçluluk hisseder. Bu şekilde yetişen bireyler, ileride cinsel işlevlerini bir görev gibi yerine getirirler. Dahası anne babasından cinsel konularda bilgi alamayan çocuklar, meraklarını etrafındaki diğer insanlardan öğrendiği doğru olmayan bilgilerle giderirler. Bu durum, çocukların cinselliğe ve kendi bedenine bakış açısını etkiler.
Çocuklarımızın sahip olduğu cinsiyete uygun davranışlar göstermesi, yani cinsiyete dayalı rollerini öğrenebilmesi için cinsellikle ilgili sorular sorması gerekmektedir. Eğer çocuğunuz soru sormuyorsa bunun nedeni bu konularda soru sormasının “ayıp”, ya da “günah” denilerek engellenmesi olabilir. Fakat çocuğun soru sormaması merak etmediği anlamına gelmez. Bu merakının bastırılması yerine doğru bilgilerle giderilmesi gerekmektedir. Unutmayalım ki, içinde yaşadığı dünyayı tanımaya, anlamaya çalışan çocuklarımızın, diğer konularda olduğu gibi, cinsel konularda da merakı olması normaldir. Her yaşta insanın rahatlıkla erişebileceği yaygın iletişim araçlarının çok fazla kullanıldığı günümüzde, çocuklarımızı dış etkilerden ayrı tutmamız pek mümkün değildir. Televizyon, radyo, gazete ve dergi gibi görsel ve yazınsal medyayla ve internetle iç içe olan çocuklar, yaşlarına uygun olmayan programlara ve televizyon dizilerine maruz kalmakta, bu durum da onların cinsel meraklarını erken yaşlara çekmekte, dahası bunu arttırmaktadır. Önemli olan bu merakın yeterince ve doğru bir şekilde giderilmesidir. Bu konuların çocuklardan gizlenmeye çalışılması ya da konuşulmasının kınanması çocuklarda cinsellik konusunu basit bir meraktan bir saplantı haline dönüştürebilir. (1) Bunu da göz önünde bulundurarak çocuklarımıza doğru ve yaşlarına uygun bilgiyi anne babalarının vermesi gerekir. Fakat doğru bilgi verirken de, bu durumu abartmamak gerekir. Örneğin, çocukların bedenlerini ve kadın-erkek arasındaki farkı daha iyi anlaması için anne babaların onlarla çıplak bir şekilde yıkanması çocuk için sakıncalı bir durumdur. Çocuklar anne babalarının vücutlarını tesadüfen görebilirler. Bu durumda yapılması gereken anne babanın bunu doğal olduğunu hissettirmeli ve utanma, sıkınma gibi davranışlar göstermemeleridir. Fakat anne babanın çocuğun yanında sürekli giyinip soyunması da uygun değildir.
Kaynaklar:
- Özbey, Ç. Çocuk Gelişiminde Yaşanan Sorunlar. İnkılap Kitabevi:İstanbul,2006
- Yavuzer, H. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitabevi: İstanbul, 2002
- Yavuzer, H. Çocuğu Tanımak ve Anlamak. Remzi Kitabevi: İstanbul, 2004