Bebeklerde Yemek – Ek Gıdalara Geçiş

Sinir sistemi, sindirim sistemi ve böbrek olgunlaşmasına bağlı olarak bebek beslenmesi evrelere ayrılır. İlk 3 – 4 ayda bebeğin yutma refleksi zayıf olduğu için bebek sadece emerek beslenebilir. Bundan dolayı kaşıkla verilen besinleri yutamayabilir. Ayrıca mide asitleri de azdır. Nişasta ve yağ sindirmeye yarayan enzimler gelişmemiştir. Bu nedenle en ideal…

Sinir sistemi, sindirim sistemi ve böbrek olgunlaşmasına bağlı olarak bebek beslenmesi evrelere ayrılır. İlk 3 – 4 ayda bebeğin yutma refleksi zayıf olduğu için bebek sadece emerek beslenebilir. Bundan dolayı kaşıkla verilen besinleri yutamayabilir.

Ayrıca mide asitleri de azdır. Nişasta ve yağ sindirmeye yarayan enzimler gelişmemiştir. Bu nedenle en ideal gıda protein, yağ ve karbonhidrat oranı en mükemmel olan anne sütüdür. 4. aydan sonra bile kilo alımı iyiyse ve bebek doyuyorsa 6. aya dek ek gıdalara ihtiyaç yoktur.

4 – 6. aydan itibaren yutma refleksi başlar; bu dönemde ek gıdalara başlanabilir. Bu dönemde verilecek ek gıdalar anne sütünün tamamlayıcısıdır.

Kurallar

Ek besinlere geçerken birkaç küçük kural bebeğin ve annenin işini kolaylaştıracaktır:

Ek gıdalara en erken 4, en geç 6 aylıkken başlanmalıdır. Ek besinlere daha erken başlanması demir eksikliğine, yetersiz kilo alımına, kabızlık, ishal, kusma veya iştahsızlığa neden olabilir.

Bir yaşına kadar bebek beslenmesinde tuz, şeker ve baharatın yeri yoktur. Çünkü 1 yaştan küçük bebeklerin böbrekleri tam olgunlaşmadığı için gıdalara eklenen tuzu atamaz.

  1. İlk olarak hazmı en kolay ve en az alerjik olan gıdalar ile başlayın: Örnek: Sütlü pirinçli kaşık mamaları (veya ekonomik olsun diye pirinç unu muhallebi) veya elma suyu.
  2. İlk günlerde tek çeşit başlayın ki bebeğinizin bağırsakları birkaç yeni gıda ile birden ilgilenmek zorunda kalmasın. Ayrıca birkaç çeşit birden başlanırsa ortaya çıkan yan etkilerin hangi gıdaya bağlı olduğunu ayırt edemezsiniz. Yani her 2 – 3 günde bir tek çeşit verin. İkinci çeşidi, ilkine alıştıktan sonra verin.
  3. İlk ek gıdaların miktarı çok az olup yavaş yavaş arttırılır. Örnek: Elma suyu 1 – 2 çay kaşığı ile başlanır ertesi günlerde giderek arttırılır. Amaç yine bağırsakları zorlamadan alıştırmaktır.
  4. Ek besinleri kaşık veya suluk ile verin, biberon kullanmayın;
  5. İlk ek besinleri öğle öğününde ve aç karna deneyin: tok bebek yeni gıdaları reddedebilir.
  6. Verilecek miktarı bebeğinize bırakın; ‘bu aydaki bebek en az 250 milim yemeli’ şeklinde bir standart olamaz.(yaklaşık 150 ml yeterlidir)
  7. Bebek, almadığı besinler için zorlanmamalı, bir süre sonra tekrar denenmelidir.
  8. Ek besinleri annenin yorgun olmadığı, keyifli olduğu, bebeğine yeni bir şeyler verme heyecanını duyduğu zaman vermek daha uygundur. Çünkü bebekler annedeki endişeyi, gerginliği hisseder. Gülümseyerek verilen gıdaları pek reddetmezler.
  9. Her yeni gıdadan sonra kakada bazı değişiklikler olabilir, telaşlanmayın.
  10. Anne sütünün azalmasına engel olmak için aynı öğünde ek besinlerin ardından anne sütü verilebilir.
  11. Bebeğinize beslenme alışkanlığı kazandırırken ödül veya ceza yöntemi uygulamayın. Neyi yemeleri gerektiği konusunda baskı ve kısıtlama uygulamayın.

Birkaç Küçük Öneri

  • Anne sütü almayan bebeklerde ek besinlere 4. aydan erken başlanması durumunda besinlere tahammülsüzlük, ishal, alerji ve uzun vadede ise demir eksikliği ve kansızlık ortaya çıkabilir.
  • Ek besinlere başlandıktan sonra anne sütü kesilmemelidir. Çünkü anne sütündeki bazı maddeler sindirime yardımcı olmaktadır.
  • Çiğneme, bebekler için zor bir harekettir. Dolayısıyla bebekler ek besinleri çiğneyemediklerinde dilleri ile iterler; anneler de bebeğin bu besini sevmediğini sanır. Oysa çocuk dilini toparlayamadığı için besinleri iter. Bunu önlemek için, besinler az miktarlarda verilmelidir.
  • Anne sütü almayan bebeğin ek besinlere geçişi daha zordur. Çünkü annenin yediği besinlere bağlı olarak sütün tadı da değişir. Örneğin anne sarımsaklı gıda yeyince süte de sarımsak tadı geçer, bebek de sarımsak tadına alışmış olur. Bundan dolayı anne sütü almayan bebeklerin ek besinlere geçişi daha zor oluyor.
  • Meyve suları yoğun karbonhidrat içerdiği için bazen ishale neden olabilir. Bunun için meyve püresi şeklinde kendi bütünlüğü içinde verilmesi daha doğrudur.
  • Meyve sularına şeker eklenmemelidir.
  • Yemek suları ile beslenme çok sık yapılan bir hatadır. Hiçbir besin değeri olmayan bu beslenme şekli uygulanmamalıdır.
  • 1 yaşın altında inek sütü (şişe süt veya SEK süt vs.) kesinlikle verilmemelidir. Aksi takdirde bebekte alerji, kansızlık, kabızlık gibi istenmeyen yan etkiler ortaya çıkar.
  • 1 yaşın altında yumurta sarısı ve bal alerji yapma riski nedeniyle sakıncalıdır. Bunları yiyen çocukta döküntü, kaşıntı gibi alerjik reaksiyonlar hemen ortaya çıkabileceği gibi ilk günlerde hiçbir reaksiyon olmayıp ilerleyen gün ve haftalarda egzama vs. görülebilir.
  • Zeytin gibi tuzlu gıdalar 1 yaş altında böbrekler tam olgunlaşmadığı için verilmemelidir.

İlk olarak en az alerjik olan meyve suları veya pirinç unu muhallebi verilir. Meyve suyundan sonra meyve püresine geçilir. Meyve püresi yapımında vitaminlerin korunmasını sağlamak için cam rende kullanılmalıdır. (Ayrıntılar aşağıda)

Meyvelerin ardından sebze çorbalarına başlanır. Ancak birçok bebek meyvelerin şekerli, tatlı, leziz tadından sonra sebze çorbalarının tatsız tuzsuz tadına alışmakta ciddi zorluk çekmektedir. Bunun için önce azar azar sebze tattırılıp sonra meyvelere dönüş yapmak da uygun bir seçenek olabilir. Önce, hazırlanan sebze çorbası süzülüp suyu verilerek bebek alıştırılır. 2–3 gün sebze suyuna alıştıktan sonra sebze çorbasına geçilir.

Sebze çorbasının ardından da sebze püresi ve yeşillik eklenmiş karışık pürelere geçilir. Sebze çorbalarına eklenen yağ, anne sütü ile artık tam olarak karşılanamayan enerjinin karşılanmasını sağlar. Ispanak, şalgam ve pancar, nitrat içerdikleri için ya çok taze verilmeli ya da hiç verilmemelidir.

Yoğurt, diyete 5. ayda girmelidir. Mümkünse ev yoğurdu yapılmalıdır. Bazı bebekler ev yoğurdunu sevmediği için içine mevsim meyvelerinden özellikle elma ve şeftali katılabilir ama çilek veya böğürtlen gibi meyveler ciddi alerji yapabileceği için 7–8 aydan önce tavsiye edilmez.

Kahvaltılara 6. ayda başlanmalıdır. Kolesterolden zengin olan yumurta sarısı haftada 3–4 ‘ten fazla verilmemelidir.

Dana eti, balık, tavuk gibi protein kaynaklarının diyete eklenmesi 7–8. aylarda olmalıdır.

Pilav, makarna, ekmek gibi nişastalı yiyecekler pankreas amilazı adlı hazım fermentinin olgunlaştığı 7–8. aylarda verilmelidir. Bebeğin çok hareketlendiği 6–7. aylardan sonra enerji ihtiyacını karşılamak için her gün bu nişastalı besinlerden alması gerekmektedir.

İlgili Yazılar

Bütün Yönleriyle D Vitamini

Ülkemizde ve bütün Dünya’da D vitamini yetersizliği önü alınmaz bir salgın olarak etkisini sürdürmektedir. Bu sessiz salgın sadece kemik hastalığına neden olmamakta, daha henüz kemik hastalığı olmadan başta kanserler, enfeksiyonlar,…

Devamını oku

Raşitizm Nedir?

Raşitizm kemiklerde kalsiyum depolanmasının yetersiz olmasına bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalık olup çok çeşitli nedenleri vardır ve her yaşta görülebilir.

Devamını oku
Raşitizm nedir?

Balık yağı ve omega yağ asitleri

Omega 3 nedir? Çocuklarda ne dozda balık yağı kullanılmalı? Ne kadar balık yedirilmeli? Çocuklarda hangi balık daha uygundur? İnanmayacaksınız ama Çocuklarda balık yağı düzenli kullanılmalıdır… Hem de ömür boyu… Omega…

Devamını oku
Balık yağı ve omega yağ asitleri